Küresel Girişimcilik ve Kalkınma Enstitüsü (The Global Entrepreneurship and Development Institute -The GEDI Institute)

Küresel Girişimcilik ve Kalkınma Enstitüsü girişimcilik, ekonomik kalkınma ve refah arasındaki ilişki hakkında bilgi üreten önde gelen bir araştırma kuruluşudur. Enstitü’nün başlıca projesi, ulusal ve bölgesel düzeyde girişimcilik ekosistemlerinin kalitesini ve dinamiklerini ölçmede çığır açan bir ilerleme olan Küresel Girişimcilik Endeksi’dir (GEI). Küresel Girişimcilik Endeksi, ülkelerin daha fazla iş yaratmak için ekosistemlerini doğru bir şekilde analiz edip değerlendirmelerine yardımcı olan önemli bir araçtır. Bu rapordaki verilerin dayandığı GEI metodolojisi, titiz bir akademik hakem incelemesiyle doğrulanmış ve The Economist, The Wall Street Journal, Financial Times ve Forbes dâhil olmak üzere basında geniş çapta rapor edilmiştir. Enstitü’nün araştırması Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve dünyanın dört bir yanındaki büyük şirketler ve bankalar tarafından finanse edilmiştir. 2019 Küresel Girişimcilik Endeksi çalışması toplam 137 ülkede yapılmıştır. Türkiye Küresel Girişimcilik Endeksinde 2019 yılı için 44. sırada, 2018 için 37. sıradadır. İlk 10 ülke; ABD, İsviçre, Kanada, Danimarka, Birleşik Krallık, Avustralya, İzlanda, Hollanda, İrlanda ve İsveç’tir.

Girişimci ve Girişimcilik

Küresel Girişimcilik ve Kalkınma Enstitüsü’nün tanımına göre girişimci, bir yeniliği görme vizyonuna ve onu pazara sunma yeteneğine sahip kişidir. Başkalarının yaptıklarını taklit eden küçük işletme sahibi ile yenilik yapan bir girişimci arasında bir ayrım vardır. İlk olarak, girişimcilik tanımı, gereklilik/zorunlulukla değil, fırsatla belirlenir. Fırsat girişimciliği, ekonomik büyüme ile pozitif olarak ilişkilidir. Girişimciler daha büyük ölçekte ve yüksek büyüme oranlı işletmeler kurmayı öngörüp, aynı zamanda bu vizyonu gerçeğe dönüştürme yeteneğine sahip olan kişilerdir. Girişimciler, buluş ve ticarileştirme arasındaki köprüdür. Girişimcilik içermeyen buluşlar, üniversite laboratuvarında veya Ar-Ge tesisinde kalır. Steve Jobs ve Bill Gates gibi girişimciler diğer insanların icatlarını ticarileştirir. Bu girişimcilik vizyonu müşterilere bir ürün sunar. İkinci olarak, girişimcilik tanımı teknoloji seviyesiyle ilgilidir. Bu tanım hem yüksek hem de düşük teknoloji girişimciliğini kapsar. Zuckerberg, Jobs gibi girişimciler ve Silikon Vadisi’ndeki pek çok şirket yüksek teknoloji seviyeli girişimlerdir. Starbucks, McDonalds, Uber, Rent a Car gibi şirketler yenilik ve teknoloji olmayan ama yeni bir süreç icat eden girişimcilik örnekleridir. Düşük teknolojili girişimciliğin yaptığı şey verimliliği artırmaktır: Bir fincan kahve, hamburger veya taksiler hızlı bir şekilde servis edilir. Girişimcilik Ekosistemi ve Küresel Refah Girişimcilik, istihdam, yenilikçilik ve refah yoluyla ekonomik kalkınmayı destekleyen önemli bir mekanizma olarak kabul edilir. Girişimci faaliyetler bir ülkenin tüm kalkınma aşamalarında rol oynayan ve uzun yıllar boyunca devam eden bir süreçtir. Ekonomistler, kalkınmadaki girişimcilik faaliyetinin “girdi rekabeti” ve “boşluk doldurma” kapasitelerinin altını çizer. Diğer bir deyişle, birisinin yeni ürünler için teknolojiyi yaratması ve insanların bunları satın alacağı pazarları yaratması gerekir. Girişimcilik ve kalkınma hakkında iki nokta önemlidir. Birincisi, yaygın inanışın aksine, dünyadaki en girişimci ülkeler en çok girişimciye sahip ülkeler değildir. Girişimcilikte kalite nicelikten daha önemlidir. Girişimci olmak için bir ülkenin en çok değil, en iyi girişimcilere sahip olması gerekir. “En iyi ve en yetenekli” girişimcinin ne yaptığı önemlidir ve bu çabayı desteklemek için bir ülkenin iyi işleyen bir girişimcilik ekosistemine ihtiyacı vardır. Kalkınmanın yolu, çıktıyı artırmak ve insanların yaşamlarını iyileştirmek için teknolojiden yararlanabilen ve çıktıyı artıran verimli kuruluşlar oluşturmaktan geçmektedir. İkincisi, girişimciliğin üretken, verimsiz ve yıkıcı biçimleri bulunmaktadır. Üretken girişimcilik hem girişimcileri hem de toplumu daha iyi duruma getirirken, üretken olmayan ve yıkıcı girişimcilik faaliyetleri toplumu daha kötü durumda bırakır. GEI, yalnızca hem zenginlik yaratan hem de ölçeklenebilir olan üretken girişimciliği ölçmeye çalışır. GEI hem bir ülkedeki girişimciliğin kalitesini hem de destekleyen girişimcilik ekosisteminin kapsamını ve derinliğini ölçer. Girişimcilik ekosistemleri yenilikçi, üretken ve hızla büyüyen yeni girişimleri destekler. Yenilikçi ve hızlı büyüyen firmaların gelişebilmesi için çok sayıda etkileşimli unsur vardır: Yetenekli çalışanlar, teknolojiye erişim, iyi işleyen bir altyapı, finansman, destek ve teşvikler, iş tesisleri, destekleyici ve düzenleyici yasal çerçeve. Sağlıklı bir girişimcilik ekosistemi, piyasa verimlilik düzeylerini artırarak ve yeni ve yerleşik işletmeler aracılığıyla kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını teşvik ederek ulusal verimliliğe katkıda bulunur.

Küresel Girişimcilik Ekosistemi

Girişimcilik ekosistemi literatürü, kümelenmeler, uzmanlaşma, çeşitlilik, pazar gücü, yerelleştirilmiş rekabet, mekânsal organizasyon ve yapı gibi faktörlerlerin etkinliği ile beraber, girişimciliğin de ekonomik performansı artıran önemli bir boyut olduğunu öne sürmektedir. Girişimcilik literatüründe, yalnızca girişimciye odaklanan girişimcilik teorisinin çok dar olabileceğine dair artan bir kabul vardır. Girişimcilik sistemleri kavramı, girişimcilik ekosistemlerini analiz etmek için uygun bir platform sağlayan üç önemli dayanağa dayanmaktadır: Birincisi, girişimcilik temelde bireyler tarafından teşvikler temelinde yürütülen bir eylemdir. İkinci olarak, bireysel eylem kurumsal yapının koşullarından etkilenir. Üçüncüsü, girişimcilik ekosistemleri, birçok unsurun sistem performansını üretmek için etkileşime girdiği karmaşık, çok yönlü yapılardır, bu nedenle, endeks yönteminin kurucu unsurların etkileşime girmesine izin vermesi gerekir. Girişimcilik ekosistemleri, bireysel düzeyde eylemle hayata geçirilen karmaşık sosyoekonomik yapılardır. Girişimci yapının koşulları önemlidir çünkü önce kimin girişimci olmayı seçeceğini ve ikinci olarak ortaya çıkan yeni girişimlerin büyüme potansiyelini ne ölçüde gerçekleştirebileceklerini düzenlerler. Girişimci seçimler çoğunlukla sosyal normlar ve kültürel tercihlerle belirlenir. Yeni girişimlerin potansiyelini gerçekleştirme derecesi, hükümet, araştırma ve geliştirme, eğitim, altyapı, finans sektörü ve kurumsal sektör gibi bir dizi girişimci yapının koşullarıyla düzenlenir. Sağlıklı bir girişimcilik ekosistemi, kaynak tahsisini verimli kullanımlara doğru yönlendirecektir. Ayrıca süreç yeniliği aracılığıyla toplam faktör üretkenliğini de artıracaktır. Toplam faktör üretkenliği ne kadar büyükse, ekonominin iş ve refah yaratma kapasitesi o kadar büyük olur. Girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi kamu özel ortaklıkları, bankalar, üniversiteler, vakıflar, hükümetler ve yardım kuruluşlarının iş birliği ile yapılabilir.

Küresel Girişimcilik Endeksi

Küresel Girişimcilik Endeksi, üç temel bileşen ve bu bileşenlere ait alt bileşenlerden oluşur. 3A olarak tanımlanan temel bileşenler: Girişimci tutumlar (attitudes), girişimci yetenekler (abilities) ve girişimci hedeflerdir (aspirations). Bu üç ana bileşen, her biri girişimciliğin mikro ve makro düzeydeki yönlerine karşılık gelen, bireysel ve kurumsal değişkenleri içeren 14 göstergeyi kapsar. Girişimciliğin bu üç yapı taşının her biri diğer ikisini de etkilemektedir. Örneğin, girişimci tutumlar, girişimci yeteneklerini ve girişimci hedeflerini etkilerken, girişimci hedefleri ve yetenekleri de girişimci tutumları etkiler. Endeksin amacı girişimciliğin açık uçlu doğasını göz önünde tutarak, bunları analiz etmek ve güçlü ve zayıf yönlerin derinlemesine bir görünümünü sağlamaktır.

Kaynak:Sanai ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınmada Anahtar Verimlilik.2021

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir